ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Emekli vatandaşlarımızın sıkıntı ve çaresizliklerinin araştırılması için Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz grup önerisinin lehinde konuşması
28.01.2010
Emekli vatandaşlarımızın sıkıntı ve çaresizliklerinin araştırılması için Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz grup önerisinin lehinde konuşması

YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emekli vatandaşlarımızın sıkıntı ve çaresizliklerinin araştırılması için Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz grup önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün, hepinizin malumu olduğu üzere, toplum ve millet olarak çok zor ve sıkıntılı bir dönemden geçmekteyiz. Ne yazık ki yedi yılı aşkın bir zamandır tek başına ülkemizi yöneten AKP İktidarı, bugün, hem ekonomi hem huzur hem de güvenlik konularında milletimizi çok sıkıntılı ve vahim bir tablo ile karşı karşıya bırakmıştır.

Bir yandan millî birliğimizin, kimliğimizin, üniter yapımızın, devlet olma geleneklerimizin ve bin yıllık kardeşliğimizin gaflet ötesi bir anlayışla sorgulanarak zedelendiği bir felaket dönemini yaşarken, diğer taraftan yokluk, yoksulluk, açlık, ahlaksızlık, adaletsizlik ve asayişsizlik döneminin de en yüksek olduğu bir zamanı maalesef hep birlikte yaşamaktayız.

Bugün, değerli arkadaşlar, AKP yönetimindeki Türkiye'de insanlarımız mutlu değildir. Vatandaşlarımızın büyük bir kesimi yokluk ve açlıkla boğuşmakta ve geleceğinden endişe duymaktadır. Toplumumuzun hemen hemen bütün kesimleri çaresiz, huzursuz, umutsuz bir şekilde, baş başa bırakıldığı sorunlarla boğuşmaktadır. İşçimiz, memurumuz, esnaf ve çiftçimiz, bugün, âdeta, fil dişi kulelerden kendisini yönetenlerin insafına terk edilmiş bir vaziyette, çaresizlik bataklığında suni teneffüslerle bitkisel hayatlarını uzatmaya çalışmaktadırlar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kısacası, toplumumuzun hemen her kesimi bugün hayatından memnun değildir ve geleceğinden de umudunu kesmiş bir durumdadır. Ancak bugün grup önerimize de konu olan ve ülkemizin bugünlere gelmesinde, hepimizin yetişmesinde ve toplum yapımızın temel direği olan aile müessesemizin de kurulmasında çok büyük emekleri olan emekli vatandaşlarımızın durumu çok daha vahim ve sıkıntılıdır.

Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk'ün de ifade ettiği gibi "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedir iken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakları yoktur."

Sayın milletvekilleri, herhâlde hiçbirimizin Gazi Mustafa Kemal'in bu veciz sözlerine katılmaması mümkün değildir. Şimdi sormak istiyorum: Bugün mazimizi temsil eden ve sahip olduğumuz varlıkları bizlere emanet eden emekli insanlarımızın durumu nedir? İnsan haysiyetine ve onuruna yakışacak, hepimizin istikbaline güvenle bakabileceği bir konuma, ekonomik bir imkân ve sosyal bir statüye sahip midirler? Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisine mensup milletvekili arkadaşlarımızın ellerini vicdanlarına koyarak bu suallere cevap vermesi gerekmektedir.

Bugün, devletimizin emeklilerimize insanca yaşayabileceği imkânı ve ortamları sağladığını da ne yazık ki hiçbirimiz söyleyemeyiz. Çünkü bugün emeklilerimizin yüzde 87'si açlık sınırının altında yaşamaktadır ve tamamına yakını da yoksulluk sınırının altında çile çekmektedir. Tabii, şimdi sizler de tıpkı Maliye Bakanınız Sayın Şimşek'in Tekel işçilerine dediği gibi "Emeklilerimiz için de biz çok vicdanlı davrandık, daha ne yapalım? Kimisine 30, kimisine 60 TL zam yaptık, doya doya harcayıp, yiyip içip, gezsinler." diyebilirsiniz.

Değerli arkadaşlar, bugün yapılan çeşitli araştırmalarda açlık sınırı 860 TL, yoksulluk sınırı ise 2.400 TL civarındadır. Şimdi soruyorum: Bugün gayet yüksek olarak vermiş olduğunuzu söylediğiniz 60 TL ile hangi emeklimiz açlık, hangileri ise yoksulluk sınırından kurtulmuştur? Aksine, bu göstermelik zamlar yapılmadan hemen önce enerji, akaryakıt, elektrik, taşıma gibi temel ihtiyaç ve kullanım kalemlerine yaptığınız zamlarla aç olan emeklimizi daha aç, yoksul olan vatandaşımızı da daha yoksul yaptınız. Dolayısıyla nafile gayretlerle, buradan, emeklilerimizin maaşlarını şu kadardan bu kadara çıkardık, yüzde 20-25 artırdık gibi hiçbir anlamı olmayan sözlerle artık milletimizi ve vatandaşımızı da aldatmaktan vazgeçiniz.

"Millî gelirimizi 10 bin dolarlara çıkardık." diye de boş yere böbürlenmeyiniz. Bu rakamların içi boş bir balon olduğunu aslında siz de biliyorsunuz ama iktidar olma şımarıklığınız ve taassubunuzdan dolayı itiraf edemiyorsunuz.

Ülkemizdeki fakir aile sayısı bugün 4,5 milyonun üzerine çıkmıştır, açlık sınırının altında geliri olanların sayısı milyonları çoktan aşmıştır. Yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışan vatandaşlarımızın sayısı 20 milyona ulaşmıştır. Peki, övündüğünüz millî gelir 10 bin doların üzerine çıkmış ise bu aç ve yoksul insanlarımız millî gelir hesaplarınızın dışında mı tutularak millî gelir hesaplanmaktadır?

Bakın, sayın milletvekilleri, iktidara geldiğiniz günden bugüne kadar âdeta bozuk bir plak gibi devamlı 2002 yılına takılıp durmaktasınız. Benden size naçizane tavsiye, artık bu 2002 sendromundan kurtulmanızdır. Sizi bu 2002 sendromundan kurtulmaya davet ediyorum ve size de yardımcı olmak için birkaç rakamı sizlerle paylaşmak istiyorum: Mesela 2006 yılında, yani devri iktidarınızın dördüncü yılındaki bazı temel gıda maddelerinin fiyatlarına şöyle bir bakacak olursak değerli arkadaşlar, 2006 yılında pirinç 2,95 TL iken 2009 yılında 4,8 TL'ye yükselmiş ve artış oranı yüzde 62,62 olmuştur. Yine bulgur 2006 yılında 1,34 iken 2,1 TL'ye 2009 yılında yükselmiş ve yüzde 56,6 oranında artış meydana gelmiştir. Dana eti 13,72 TL iken 20,40 TL'ye yükselmiş ve yüzde 48,70 oranında yükselmiştir. Tavuk eti 3,31 iken 5,72 TL'ye yükselmiş ve yüzde 72,77 oranında fazlalaşmıştır. Peynir 5,22 iken 12,43 TL'ye yükselmiş ve yüzde 138 oranında yükselmiştir. Çok övündüğünüz ve yıllarca zam yapmadık diye seçim kampanyası yaptığınız elektriğin kilovatı 0,16 TL'den 0,26 TL'ye yükselerek yüzde 65,19 oranında devri iktidarınızda, son üç yılda yükselmiştir.

Bu örnekleri çok fazla sayıda vermek elbette ki mümkündür, ancak şimdi yeniden soruyorum: İlan ettiğiniz ve TÜİK vasıtasıyla kamuoyuyla paylaştığınız enflasyon oranlarıyla az önce birkaçını ifade etmeye çalıştığım temel tüketim maddelerinin artış oranları ne ölçüde birbirleriyle örtüşmektedir? Üstelik bütün bu artışlar 2002'yle değil sizin kendi döneminiz olan 2006'yla 2009 arasındaki fazlalaşmalar ve yükselmelerdir.

Değerli arkadaşlar, henüz bu artışlara, 50 milyar olarak öngördüğünüz 2010 yılı bütçe açığını kapatmak için başta emekli ve dar gelirli vatandaşımızın sırtına yüklenecek olan zam ve vergiler bu kıyaslamalara da dâhil edilmemiştir.

Netice olarak, hangi rakamlara takla attırırsanız attırınız, ortada duran bir tek gerçek vardır, o da emeklilerimizin yüzde 87'sinin açlık sınırının altında, yüzde 96'sının yoksulluk sınırının altında bir gelir elde etmesidir.

Diğer taraftan, emeklilerimizin emeklilik maaşları arasındaki adaletsizliği gidermek için söz vermiş olduğunuz intibak yasasını da ne yazık ki hâlen çıkartmadınız. Bakınız, emeklilerin maaş farkını gidermek için intibak yasasını çıkaracağını Çalışma Bakanı Sayın Çelik, 15 Ekim 2009'da ifade etmiştir ve yine elimde bir emekli vatandaşımızın bana gönderdiği, grubumuza gönderdiği bir belge vardır ki, bunu da huzurlarınızda sizlere takdim etmek ve dolayısıyla intibak yasasının bir an önce çıkarılmasıyla bu tip adaletsizliklerin de giderilmesine katkı koymak istiyoruz.

Değerli arkadaşlar -ismini de söyleyebilirim ama önemli değil, istenirse verebiliriz- aylık bağlama oranı yüzde 66,10 olan bir emekli vatandaşımız bugün aylık olarak 834 lira maaş almaktadır.

Diğer taraftan, aylık maaş bağlama oranı yüzde 57,10 olan diğer bir emekli vatandaşımız 1.238 TL maaş almaktadır. Dolayısıyla, bu adaletsizliği de bir an önce gidermek AKP İktidarının boynunun borcu olsa gerektir ama biz, artık Adalet ve Kalkınma Partisinin içi boş söylemlerle milletimizi oyalamasına, aldatmasına alıştığımız için, sözlerini yerine getirmemeleri de bizim için sürpriz değildir.

Sonuç olarak, değerli arkadaşlar, az önce ifade etmeye çalıştığım gerçekler çerçevesinde daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli, daha uygar, daha üretken, yarınlardan daha emin bir Türkiye için, anılan kitle içindeki insanlarımızın yaşadıkları sosyal ve psikolojik meselelerin neden-sonuç denklemindeki tespiti ve bu sorunların çözümü amacıyla, emekli vatandaşlarımızla ilgili grup önerimizin desteklenerek bir araştırma komisyonunun kurulması çok acil olarak gerçekleşmelidir diyor, hepinize saygılar sunuyorum.

,